OSMANLI DEVLETİ’NDE SURRE GELENEĞİ VE 1326/1908-1909 TARİHLİ SURRE DEFTERİ
الكلمات المفتاحية:
Osmanlı İmparatorluğu، Mekke، Medine، Surre، Surre Defteriالملخص
Müslümanlar için Kâbe’nin bulunduğu Mekke, Hz. Muhammed’in kabrinin bulunduğu Medine ve ilk kıble ve Hz. Peygamber’in Mirac’a yükseldiği yer olan Kudüs kutsal olarak kabul edilmektedir. Bu bölgelerin kontrolünü sağlamak Müslüman devletler için de önemli bir ayrıcalık olmuştur. Kontrolü sağlayan devletler bu bölgelere yardımlar yapmayı da vazife olarak kabul ederek bölge halkının ve hacıların huzur ve güvenliğini sağlamaya çalışmışlardır.
Kutsal yerlere yapılan yardımlar Abbasilerle birlikte başlamış, Fatımi, Eyyubi ve Memlükler tarafından devam ettirilmiştir. Yavuz Sultan Selim zamanında gerçekleşen Mısır seferleri ile Kudüs, Mekke ve Medine Osmanlı Devleti hâkimiyetine girmiş, böylece kutsal yerlere yapılan yardım geleneği Osmanlı Devleti tarafından devralınarak son padişaha kadar kesintisiz olarak devam etmiştir.
Osmanlı padişahları bu kutsal bölgelere fazlaca önem vererek sahip çıkma gayretinde olmuşlardır. Kendilerini bu bölgelerin efendisi olarak değil hizmetkârı olarak görmüşlerdir. Bu amaç ile Mekke, Medine ve Kudüs gibi bölgelerin ihtiyaçlarını karşılamak için “surre” olarak bilinen para ve hediyeler göndermişlerdir. Bu yardımlar büyük alaylarla gönderilmiş bu törenlere büyük bir önem verilmiştir. Kutsal yerlere yapılan bu yardımlar “surre defterleri”nde kayıt altına alınmıştır. Bu çalışmada genel olarak Osmanlı Devleti’nde surre geleneği ve bu bağlamda Hicri 1326 yılında gönderilen 4452 numaralı surre defteri değerlendirilmiştir.
Bu çalışma Ümit Yazıcı tarafından yapılan “4452 Numaralı Sure-i Hümâyûn Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi (H. 1326, M. 1908/1909)” başlıklı Karabük Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nde yapılan yüksek lisans tezinden üretilmiştir.